-
1 engel olmak
put a spoke in smb.'s wheel, be in smb.'s road, clip one's wings -
2 engel olmak
asteng bûn--------berbest bûn -
3 engel\ olmak
меша́ть прегражда́ть препя́тствовать -
4 engel olmak
пэрыохъу хъун, пэрыуэн -
5 engel olmak
to hinder, prevent, to impede, to block, to obstruct, to cramp, to stop, to frustrate, to balk, to avoid, to encumber, to discourage, to check, to hamper -
6 amacına ulaşmasına engel olmak
spike smb.'s gun -
7 büyümesine engel olmak
v. stunt -
8 işine engel olmak
cross smb.'s path -
9 engel
engel Hindernis n; Barriere f;-e engel olmak behindern (A);engel sınavı Sonderprüfung f (als 2. Wiederholungsprüfung) -
10 engel
"1. obstacle, obstruction, hindrance, impediment, blockage; difficulty, drawback; handicap. 2. barrier, barricade. 3. sports hurdle. - çıkarmak to create difficulties. - olmak /a/ to obstruct, hinder, impede, block." -
11 saklamak
1. أبطن [أَبْطَنَ]Anlamı: görünmesine engel olmak2. أجن [أَجَنَّ]Anlamı: görünmesine engel olmak3. أسر [أَسَرَّ]Anlamı: görünmesine engel olmak4. أضمر [أَضْمَرَ]Anlamı: görünmesine engel olmak5. ادخر [اِدَّخَرَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek6. اذخر [اِذَّخَرَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek7. برقع [بَرْقَعَ]Anlamı: görünmesine engel olmak8. جن [جَنَّ]Anlamı: görünmesine engel olmak9. حجب [حَجَبَ]Anlamı: görünmesine engel olmak10. حجب [حَجَّبَ]Anlamı: görünmesine engel olmak11. حرز [حَرَزَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek12. حفظ [حَفِظَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek13. حوش [حَوَّشَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek14. خبأ [خَبَّأَ]Anlamı: görünmesine engel olmak15. خزن [خَزَّنَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek16. خزن [خَزَنَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek17. خفى [خَفى]Anlamı: görünmesine engel olmak18. دجل [دَجَّلَ]Anlamı: görünmesine engel olmak19. دفن [دَفَنَ]Anlamı: görünmesine engel olmak20. دمس [دَمَّسَ]Anlamı: görünmesine engel olmak21. ذخر [ذَخَرَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek22. رعى [رَعَى]Anlamı: korumak, muhafaza etmek23. زغزغ [زَغْزَغَ]Anlamı: görünmesine engel olmak24. صان [صانَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek25. موه [مَوَّهَ]Anlamı: görünmesine engel olmak26. وارى [وارَى]Anlamı: görünmesine engel olmak27. ورى [وَرَّى]Anlamı: görünmesine engel olmak28. وفر [وَفَّرَ]Anlamı: korumak, muhafaza etmek29. عمى [عَمَّى]Anlamı: görünmesine engel olmak -
12 kapamak
1. أخفى [أَخْفَى]2. آصد [آصَدَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek3. أصد [أَصَّدَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek4. أغلق [أَغْلَقَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek5. أقفل [أَقْفَلَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek6. أوصد [أَوْصَدَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek7. دربس [دَرْبَسَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek8. سد [سَدَّ]Anlamı: tıkamak, içini doldurmak9. سكر [سَكَرَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek10. صك [صَكَّ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek11. غلق [غَلَقَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek12. قفل [قَفَّلَ]Anlamı: bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek13. كتم [كَتَمَ] -
13 menetmek
1. صد [صَدَّ]Anlamı: yasak etmek, engel olmak2. منع [مَنَعَ]Anlamı: yasak etmek, engel olmak -
14 önlemek
1. أوقف [أَوْقَفَ]2. منع [مَنَعَ] -
15 önleyici
1. رادع [رادِع]2. زاجر [زاجِر] -
16 alıkoymak
vt1) ( bir süre için bir yerde tutmak) aufhalten, hinhaltenbirini bir şey yapmaktan \alıkoymak jdn davon abhalten, etw zu tunbirini gitmekten/yazmaktan \alıkoymak jdn am Gehen/Schreiben hindern3) ( ayırıp saklamak) einbehaltenbu kitabı sizin için alıkoydum ich habe dieses Buch für Sie zurückgelegt4) birini yemeğe \alıkoymak jdn zum Essen dabehalten -
17 çelmek
-
18 görme
görme s2) Sicht fbirinin \görmesine engel olmak jdm die Sicht versperrengerçekleri tek yanlı \görme eine einseitige Sicht der Dinge -
19 ket
-
20 saklamak
vt1) behalten2) aufbewahrenparalarını kasada saklıyor er bewahrt sein Geld im Safe auf3) ( görünmesine engel olmak) versteckenbir şeyi birinden \saklamak etw vor jdm geheim haltenAllah saklasın! Gott bewahre!
- 1
- 2
См. также в других словарях:
engel olmak — önlemek, geciktirmek Yabancı gitmek isteyince ikisi birden engel oldular. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
engel — is. 1) Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap Bürokratik engelleri ortadan kaldıracak bir formül aradık ve bulduk. H. Taner 2) Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köstek olmak — engel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
engel tanımamak — her türlü zorluğa karşın başarılı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmetine mâni olmak — kazancına veya evlenmesine engel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağına bağ olmak — birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli kolu bağlı kalmak (veya durmak veya olmak) — bir engel dolayısıyla hiçbir iş yapamaz duruma gelmek Diplomatlarımıza, büyükelçilik ve temsilcilik binalarımıza, tankerlerimize yapılan saldırılara karşı elimiz kolumuz bağlı duruyoruz. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağını bağlamak — engel olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gümrük koymak — engel olmak, kısıtlamak Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ket vurmak — engel olmak, güçleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mümanaat etmek — engel olmak, karşı koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük